Disotonomi Nedir? Disotonomi Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi

Disotonomi (dysautonomia), otonom sinir sisteminin (ANS) bir işlev bozukluğudur. Otonom sinir sistemi (ANS) oldukça önemlidir. Kalp atış hızı, kan basıncı, sindirim sistemi, vücut ısısı düzenlemesi, cinsel uyarılma, endokrin sistem ve göz bebeği genişlemesi gibi istem dışı (otomatik olarak) çalışan vücut fonksiyonlarını kontrol eder. Disotonomi, bu vücut fonksiyonlarının otomatik olarak gerçekleşmediği anlamına gelmektedir.

Disotonominin çeşitli formları ile yaşayan insanlar bu sistemleri düzenlemekte zorlanırlar, bu da baş dönmesi, bayılma, dengesiz kan basıncı, anormal kalp atışları, yetersiz beslenme ve ağır vakalarda ölümle sonuçlanabilir.

Disotonomi nadir değildir, dünya çapında 70 milyondan fazla insanın disotonominin çeşitli tipleri ile yaşıdığı tahmin edilmektedir. Herhangi bir yaşta, cinsiyette veya ırktan insanlar etkilenebilir.

Disotonominin Tipleri Şunlardır:

Postüral Ortostatik Taşikardi Sendromu (POTS)

POTS, ayağa kalktıktan sonra başlayan hızlı bir kalp atış hızıdır (taşikardi). Bu durum aniden veya 10 dakika sonra gerçekleşebilir. POTS, baş dönmesi, baygınlık, göğüs ağrıları, nefes darlığı, GI rahatsızlığı, titreme, egzersiz intoleransı, sıcaklık duyarlılığı ve daha fazlasına neden olabilir.

1 ila 3 milyon Amerikalıyı etkilediği tahmin edilmektedir. Bunların yaklaşık % 80’nini kadınlar oluşturmakdtadır. POTS nedenlerinin araştırılması sürüyor. Bazı bilim adamları bunun bir genetik mutasyona bağlı olabileceğine inanıyor, bazıları ise bir otoimmün bozukluk olduğuna inanıyor.

Nörokardiyojenik Senkop (NCS)

Nörokardiyojenik senkop, disotonominin en yaygın tipidir. Başlıca semptomu senkop yani bayılmadır. Bayılma (senkop) kişinin günlük yaşamını bozacak kadar sık ​​görülebilir. Bayılmaya genellikle beyine giden kan akımının geçici olarak yetersiz kalmasından kaynaklanır.

Bazı bireylerde şiddetli NCS vardır ve bu da düşme, kemik kırılmalarına ve bazen travmatik beyin hasarına neden olabilen günde birkaç kez bayılma ile sonuçlanır. Dehidrasyon, stres, alkol tüketimi, çok sıcak ortamlar ve sıkı kıyafetler gibi bayılmaya neden olabilen tetikleyicilerden kaçınmak yardımcı olabilir.

Multipl Sistem Atrofisi (MSA)

Multipl sistem atrofisi 40 yaş ve üzerindeki yetişkinlerde görülen disotonominin ölümcül bir formudur. MSA, iç vücut fonksiyonlarını, sindirimi ve motor kontrolünü düzenleyen beyninizin (serebellum, bazal ganglionlar ve beyin sapı) bölümlerinin bozulmasına ve küçülmesine (atrofi) neden olur. Bu da motor zorlukları, konuşma sorunları, denge sorunları, zayıf kan basıncı ve mesane kontrolü ile ilgili sorunlara yol açar.

Multipl sistem atrofisi genellikle yaşlı erişkinlerde görülür; Ortalama olarak, belirti ve semptomlar 55 yaşlarında ortaya çıkar. Durum zamanla kötüleşir ve etkilenen bireyler belirti ve semptomların ilk ortaya çıkmasından sonra ortalama 10 yıl hayatta kalır. MSA’nın her 100.000’de 2 ila 5 kişiyi etkilediği tahmin edilmektedir.

Otonomik Disrefleksi (OD)

Otonomik disrefleksi, omurilik hasarının bir sonucu olarak sinir sinyallerinin beyne ulaşması engellendiğinde ortaya çıkan ciddi bir durumdur. Bu durum, T6 veya üstü omurilik yaralanmaları ile ortaya çıkabilir. Otonomik disrefleksi (AD) aniden ortaya çıkabilir ve potansiyel olarak hayatı tehdit edici niteliktedir ve tıbbi bir acil durumdur. Derhal ve doğru şekilde tedavi edilmezse, nöbetlere, felçlere ve hatta ölüme neden olabilir.

Ailesel Disotonomi (AD)

Ailesel disotonomi bazı sinir hücrelerinin gelişimini etkileyen genetik bir hastalıktır. AD, genellikle Aşkenaz (doğu Avrupa) Yahudi kökenli insanlarda görülür. Aşkenazi Yahudi popülasyonundaki 3.700 kişiden yaklaşık 1’ini etkiliyor. Ailesel disotonomi genel popülasyonda oldukça nadir görülür.

Bu bozuklukla ilgili sorunlar ilk olarak bebeklik döneminde ortaya çıkmaktadır. Erken belirtileri zayıf kas tonusu (hipotoni), beslenme güçlüğü, gelişim geriliği, gözyaşı eksikliği, böbrek ve kalp problemleri, sık akciğer enfeksiyonları ve vücut sıcaklığının korunması zorluğunu içerir.

Diyabetik Otonom Nöropati

Diyabetik otonom nöropati, kalp rahatsızlığına, gastrointestinal semptomlara, genitoüriner bozukluklara ve metabolik hastalıklara neden olabilen, şeker hastalığının zayıflatıcı bir komplikasyonudur. Diyabet hastalarının yaklaşık % 20’sini etkiliyor ve bu da dünya genelinde yaklaşık 69 milyon kişiye denk geliyor.

Disotonominin Nedenleri

Disotonomi, genellikle başka bir durumla bağlantılı olduğu için bir dizi nedenden dolayı ortaya çıkar.

Primer (birincil) disotonomiler kalıtsaldır veya dejeneratif bir hastalık nedeniyle ortaya çıkarlar. Sekonder (ikincil) disotonomiler ise bir yaralanma veya başka bir durumun bir sonucu olarak ortaya çıkar.

İkincil dysautonomiye yol açabilecek yaygın durumlar şunlardır:

  • Şeker hastalığı
  • Multipl skleroz
  • Romatoid artrit
  • Parkinson hastalığı
  • Çölyak hastalığı

Disotonomi Belirtileri

Disotonominin farklı türleri olduğundan ve her biri için farklı semptomlar görülür. Ancak, disotonomisi olan kişilerde ortaya çıkabilecek ortak özellikler vardır. Bunlar:

  • Aşırı hızlı veya yavaş kalp hızı
  • Görme sorunları (bulanık görme, görme kaybı, periferik görme kaybı)
  • Gastrointestinal sistem ile ilgili sorunlar
  • Nefes darlığı (özellikle egzersiz yaparken)
  • Baş ağrısı, baş dönmesi ve bayılma
  • Sürekli sussuzluk hissi
  • Aşırı terleme veya terleyememe
  • Uyuyamama hastalığı (insomnia)
  • Dik duramama
  • Sık idrara çıkma
  • Yutma sorunları
  • Yorgunluk hali
  • Bulantı ve diyare
  • Titreme
  • Migren
  • Kaygı

Disotonomi Teşhisi

Disotonomiyi teşhis etmek için doktorunuz belirtileriniz hakkında bilgi alır, fiziki muayene yapar ve kan testi ve sinir veya kas biyopsileri de dahil olmak üzere testler düzenler.

Disotonominin teşhis edilmesi zordur ve yanlış teşhis yaygındır. Başarılı bir teşhis genellikle birkaç uzman arasındaki işbirliğine dayanır.

Disotonomi Tedavisi

Şu anda birincil disotonomi için herhangi bir tedavi yoktur, ancak altta yatan hastalığın tedavisi ile sekonder formlar iyileşebilir.

Tedavi, semptomları yeterince azaltmayı ve böylece bireyin vücudunu fiziksel olarak iyileştirme ve güçlendirmeye yönelik bir program başlatmayı hedefler. Bu da otonom sinir sisteminin gerektiği gibi çalışmaması durumunda etkilerinin dengelenmesine yardımcı olabilir.

Bazı semptomları azaltmak için ilaçlar kullanılacak ve reçete edilen seyir, hastanın yaşadığı fiziksel değişiklikleri gidermek için zamanla değişebilir. Hastanın ilacın etkilerini hissetmesi uzun bir süre alabilir.

Ayrıca bu durumdaki kişilerin günde 2 ila 4 litre su içmesi ve günlük tuz tüketimini 4 ila 5 gram arasında artırması önerilir. Şeker oranı yüksek olan kafein ve içeceklerden, özellikle de küçük yaştaki hastaların uzak durması gerekir.


Kaynaklar ve Referanslar:
1: What is dysautonomia?
2: About dysautonomia
3: What’s to know about dysautonomia?

onay Bu yazı yalnızca "yüksek kaliteli kaynaklar" referans alınarak yazılmıştır.
YAZAR: Cüneyt Şakar
Genel sağlık, hastalıklar ve sağlıklı yaşam bilgisini erişilebilir ve anlaşılabilir hale getirmeye adamış sertifikalı bir sağlık yazarıdır.
Başa dön tuşu