Psikoz Nedir? Psikoz Çeşitleri, Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi

Psikoz (psychosis), insanların farklı şeyler algılamasına veya yorumlamasına neden olan bir zihinsel sağlık sorunudur. Psikoz, genel olarak bir hastalık değildir, bir semptom bütünlüğüdür.

Psikozun belirtileri, sanrıları (sahte inançlar – hayaller) ve halüsinasyonları (başkalarının görmediği veya duymadığı şeyleri görme veya duyma) içerir. Halüsinasyonlar, gerçek bir uyarı yokluğunda oluşan duyusal deneyimlerdir. Bu durum gerçeklikten kopuş olarak tanımlanmaktadır.

Psikoz döneminde kişinin düşünceleri ve algıları bozulur ve neyin gerçek olup neyin gerçek olmadığını anlaması güç olur. Psikozun diğer belirtileri tutarsız ya da saçmalık içeren konuşma ve durum için uygun olmayan davranışları içerir.

Psikotik bir dönemde kişi depresyon, kaygı, uyku problemleri, sosyal çekilme, motivasyon eksikliği ve genel olarak birçok zorlukla karşılaşabilir. Kişinin bu davranışları sergilemesi zihinsel sağlık bakımından akıl hastalığının belirtileri olarak görülür.

Erkek ve kadınları eşit derecede etkileyen bu sorun genellikle 20’li yaşların başında ortaya çıkar.

Bu davranışlar ve deneyimler korkutucu ve başa çıkması oldukça zor olabilir. Ayrıca, psikotik atak yaşayan kişiler hem kendilerine hem de başkalarına zarar verebilirler. Siz veya bir tanıdığınız biri psikoz belirtileri yaşıyorsa hemen hastahanenin ruh ve sinir hastalıkları (psikiyatri) bölümüne başvurmalısınız.

Yaklaşık olarak 100 kişiden 3’ü yaşamlarının bir noktasında psikotik bir dönem yaşadığı tahmin ediliyor. Bu insanlardan bazılarında birkaç gün veya birkaç hafta süren psikoz atakları görülür veya kısa bir bölümünü geçirirler.

Diğerleri de şizofreni gibi uzun vadeli bir hastalıkla birlikte daha sık semptomlar yaşayacaklardır.

Psikoz Çeşitleri

  • Şizofreni
  • Şizofreniform bozukluk
  • Şizoaffektif bozukluk
  • Delüzyonel bozukluk
  • Kısa psikotik bozukluk
  • Uyuşturucu veya alkol kaynaklı psikoz
  • Organik psikoz
  • Postpartum psikoz

Şizofreni

En yaygın psikotik bozukluk şizofrenidir. Şizofreni, davranışlardaki görülen değişikliklerin ve buna eşlik eden semptomların en az altı ay boyunca görüldüğü bir psikotik bozukluğu tarif eder. Semptomlar ve hastalığın süresi kişiden kişiye değişir, ancak genellikle psikotik belirtiler eşliğinde hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Çoğu kişi şizofreni hastalığına rağmen mutlu ve başarılı bir hayat sürdürebilir.

Şizofreniform Bozukluk

Şizofrenideki kriterlerin aynısı geçerlidir ancak davranış değişiklikleri ve buna eşlik eden semptomlar altı aydan kısa sürer. Şizofreniform bozukluğu olan kişiler genellikle altı ay içinde iyileşir. Semptomlar altı aydan uzun sürdüğünde, tanı şizofreni olarak değiştirilir.

Her bin kişiden yaklaşık biri, yaşamı boyunca şizofreniform bozukluk geliştirir. Bu bozukluk erkeklerde ve kadınlarda eşit olarak ortaya çıkmaktadır, ancak genellikle 18 ve 24 yaşları arasında daha genç yaştaki erkeklerde ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda ise en sık 24 ve 35 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır.

Şizoaffektif Bozukluk

Şizoaffektif bozukluk, bir kişinin halüsinasyonlar veya sanrılar gibi şizofreni semptomlarının ve depresyon veya mani gibi duygudurum bozukluğu semptomlarının bir kombinasyonunu yaşadığı zihinsel bir bozukluktur.

Şizoaffektif bozukluğun belirtileri bir kişiden diğerine büyük ölçüde değişebilir ve hafif veya şiddetli olabilir. Şizoaffektif bozukluk yönetilebilir, ancak bu durumun teşhisi konan çoğu kişinin nüksleri vardır.

Delüzyonel Bozukluk

Şizofreni gibi, delüzyonel bozukluk, en az bir ay veya daha uzun süren sanrıların varlığını içerir. Halüsinasyonlar genellikle mevcut değildir ya da belirgin değildir.

Sanrıların etkisinden ayrı olarak, psikososyal işlevsellik belirgin bir şekilde bozulmayabilir veya davranışlar açıkça tuhaf olmayabilir. Ancak, bazı durumlarda sanrılar günlük yaşamda sorunlara neden olabilir. Delüzyonel bozukluk çok nadir bir durumdur ve genellikle 30 yaşından sonra başlar.

Kısa Psikotik Bozukluk

Reaktif ve kısa süreli tepkisel psikoz olarak da adlandırılan kısa psikotik bozukluk, bir aile bireyinin ölümü, şiddet, hastalık veya doğal affet gibi büyük stres dönemlerinde ortaya çıkabilir. Kısa reaktif psikoz geçiren birisi genellikle stres kaynaklarına bağlı olarak birkaç gün ila birkaç hafta sonra iyileşebilir.

Uyuşturucu veya Alkol Kaynaklı Psikoz

Metamfetamin ve kokain gibi uyarıcılar da dahil olmak üzere alkol ve yasadışı uyuşturucuların kullanılması sonucu psikotik ataklar tetiklenebilir.

LSD gibi halüsinojenik uyuşturucular sıklıkla kullanıcıların gerçekte olmayan şeyleri görmelerine neden olur, ancak bu etki geçicidir. Steroidler ve uyarıcılar gibi bazı reçeteli ilaçlar da psikoz belirtilerine de neden olabilir.

Ayrıca alkol veya uyuşturucu bağımlısı kişiler aniden alkol almayı kestiyse veya bağımlı oldukları ilacı kullandıklarında psikotik belirtiler yaşayabilirler.

Organik Psikoz

Organik veya ikincil psikoz, psikotik belirtilerin, nörolojik bozukluklar, beyin yaralanmaları, beyin tümörü, endokrin hastalıkları, otoimmün bozukluklar ve uyku bozuklukları gibi hastalıkların sonucu olduğu anlamına gelir.

Ayrıca, HIV/AIDS, sifiliz, Lyme hastalığı ile bağlantılı olarak da ortaya çıkabilir. Psikotik belirtiler bazen altta yatan tıbbi bir durumun ilk belirtisi olabilir.

Postpartum Psikoz

Puerperal, postnatal ve doğum sonrası psikoz olarak da adlandırılan postpartum psikoz, doğumdan hemen sonra annelerde ortaya çıkabilen, ruh hali ve davranışta büyük değişikliklere yol açan ciddi bir akıl hastalığıdır. Her 1.000 doğumdan yaklaşık 1 ila 2’sinde veya doğumların yaklaşık % 1 – 2’sinde gerçekleştiği tahmin ediliyor.

Başlangıç genellikle ani, çoğunlukla doğum sonrası ilk 2 hafta içinde olur. Bu durum, geçicidir ve profesyonel yardım ile tedavi edilebilir, ancak acil bir durumdur ve acil yardım almanız önemlidir. Çünkü bu durumdan muzdarip kadınlar hem kendilerine hem de bebeğine zarar verebilir.

Diğer

Bipolar bozukluk ve depresyon (psikotik depresyon) özünde duygudurum bozukluğudur, ancak bazı kişiler belirli duygudurum dönemlerinde psikotik semptomlar yaşayabilirler.

Psikozun Nedenleri Nelerdir?

Psikozun nasıl ve neden ilerlediği henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Fakat bazı faktörlerin buna neden olabileceği ve ergenlik çağındayken beyindeki hormonal değişiklikler yüzünden bir psikoz atağı yaşama riski olduğu düşünülmektedir.

Psikoza katkıda bulunabilecek faktörler:

  • Genetik: 22q11.2 delesyon sendromu olarak bilinen genetik mutasyonla doğan çocuklar, özellikle şizofreni olmak üzere psikotik bir bozukluk geliştirme riski taşırlar.

Pek çok gen psikoz gelişimine katkıda bulunabilir, ancak insanların bu genlere sahip olması psikoz yaşayacakları anlamına gelmez. Devam eden çalışmalar psikozda hangi genlerin rol oynadığı araştırılmaktadır.

  • Travma: Ölüm, savaş veya cinsel saldırı gibi travmatik bir olay psikotiği tetikleyebilir. Travmanın türü ve kişinin yaşı travmatik bir olayın psikoz ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını etkiler.
  • Madde kullanımı: Esrar, LSD (asit), amfetaminler, metamfetamin (kristal met), mephedrone, MDMA (ekstazi), psilosibinler (sihirli mantarlar), ketamin ve diğer maddelerin kullanımı insanlarda psikoz riskini artırabilir. Ayrıca nadir durumlarda psikoz, bazı ilaç türlerinin bir yan etkisi olarak veya ilacın aşırı dozda verilmesinin bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir
  • Hastalık veya yaralanma: Travmatik beyin hasarları, beyin tümörleri, inme (felç), HIV (AIDS), parkinson, alzheimer, çoklu skleroz, lupus, hipoglisemi, frengi, sıtma ve demans gibi bazı beyin hastalıkları bazen psikoza neden olabilir.
  • Zihinsel sağlık koşulları: Bazen psikoz, şizofreni, şizoaffektif bozukluk, uyku eksikliği, şiddetli depresyon, bipolar bozukluk veya şiddetli stres veya anksiyete gibi bir durumun semptomudur.
  • Beyin kimyasalları: Bir nörotransmitter olan dopamin, beyindeki hücreler arasında bilgi aktaran bir kimyasaldır. Çok fazla dopamin varsa halüsinasyonlar, sanrılar ve dağınık düşünceye yol açabilir. Dopamin artışının nedeni bilinmiyor ancak genetik veya çevreye bağlı olabileceği düşünülğyor.
  • Stres: Stresli olduğunuzda beyininiz kortizol adı verilen bir kimyasal salınır. Salınan bu kimyasalın psikoz riskini artırdığı düşünülüyor. Ayrıca bazı insanlar stresli durumlarda psikotik belirtiler de geliştirirler.
  • Aile öyküsü: Psikotik bozukluğu olan bir ebeveyn veya kardeş gibi yakın bir aile üyesi varsa, insanların psikotik bozukluk geliştirebilme olasılığı daha fazladır.

Psikoz Belirtileri Nelerdir?

Psikoz belirtileri genel olarak şunları içerir:

  • Konsantrasyon zorluğu
  • Depresyon hali
  • Uykusuluk veya çok fazla uyumak
  • Kaygı ve şüphecilik
  • Aile ve arkadaşlardan çekilme
  • Sanrılar ve halüsinoasyonlar
  • Düzensiz konuşma (konuları aniden değiştirme)
  • İntihar düşünceleri veya eylemleri
  • Uygun olmayan ve alışılmadık davranışlar
  • Sürekli olarak izlendiğini hissetme

Psikotik belirtiler tipik olarak düşünme, ruh hali ve davranış değişiklikleridir. Semptomlar kişiden kişiye değişir ve zaman içinde farklılıklar gösterebilir. Daha karakteristik belirtilerin bazıları beş kategoriye ayrılabilir:

  1. Karışık düşünme: Psikotik hastalığı olan insanların düşüncelerin karışıklık olabilir ve konuşurken mantık dışı cümleler kurabilir. Ayrıca konsantrasyon, konuşma veya olayları hatırlama konusunda zorluk çekebilir.
  2. Sanrılar: Yanılsamalar (sanrılar) yaygın olarak görülür. Örneğin; Polisin onları izlediğine inanabilir veya televizyon, radyo veya gazeteden özel mesajlar aldıklarını düşünebilirler. Kişi, bu sanrıların gerçek olduğuna çok fazla inanabilir ve hiçbir mantıksal argüman onları bu düşüncelerden vazgeçeiremeyebilir.
  3. Halüsinasyonlar: Psikozda, kişi aslında bulunmayan bir şeyi (insanı – eşyayı) gördüğünü, duyduğunu ve hissettiğini düşünebilir.
  4. Değişen duygular: Hiçbir neden olmadan duygularda değişimeler görülebilir. Bu duygu değişimi sonucu kendilerini garip hissedebilir ve dünyadan kopabilirler. Duygudurum salınımları sık görülür ve sonucunda alışılmadık derecede heyecanlı veya depresif hissedebilirler.
  5. Davranış değişikleri: Psikozlu insanlar genellikle çok aktif veya letarjik olabilirler. Bir sebep olmaksızın uygun olmayan bir şekilde kahkaha atabilir, öfkeli veya üzgün olabilirler. Genellikle bu davranış değişiklikleri yukarıda açıklanan belirtilerle ilişkilidir. Örneğin, tehlikede olduğuna inanan biri polisi çağırabilir.
Nasıl Teşhis Edilir?

Psikoz bir psikiyatrik değerlendirme ile teşhis edilir. Ruh ve sinir hastalıkları (psikiyatri) bölümünde psikologlar tarafından kişinin davranışı izlenir ve kişinin yaşadıklarına dair sorular sorulur. Belirtilere neden olan altta yatan bir hastalığın olup olmadığını belirlemek için ayrıca bazı testler de kullanılabilir.

Psikozun Tedavisi

Psikozun erken tedavi edilmesi durumunda tedavi çok daha kolay ve başarılı olabilir. İlk psikoz atağı sırasında tedavi gören insanlar genellikle daha hızlı iyileşirler. Tedaviyle, birçok kişi ilk ataklardan kurtulduktan sonra genellikle tekrar psikozu yaşamazlar ve normal günlük yaşamlarına geri dönerler.

İlaçlar

Psikoz hastalarının çoğu antipsikotikler denilen ilaçlarla tedavi edilebilir. Son birkaç yılda gelişen antipsikotikler daha etkili oldukları gibi eskiye oranla daha az yan etkiye sahiptirler. Bu yeni antipsikotikler “atipik antipsikotikler” olarak da adlandırılır. Antidepresanlar veya duygudurum düzenleyicileri gibi diğer ilaçlar psikoz ile birlikte gelen duygudurum sorunlarına yardımcı olabilir.

Bu ilaçlar kullanıldığında uyşukluk, baş dönmesi, bulanık görme, yüksek kalp atışı, ışığa duyarlılık, deri döküntüleri ve âdet düzensizliği gibi yan etkiler görülebilir.

Psikoterapi (danışmanlık)

Destekleyici danışmanlık duygusal destek sunabilir. Bilişsel davranışçı terapi (CBT), psikoz için umut vadeden bir terapi şeklidir. Bu terapi davranışların ve düşüncelerin ruh halini nasıl etkilediğini öğretir. Bunun yanında aile terapisi de tüm ailenin bir aile üyesinin psikozuyla başa çıkmasına yardımcı olabilir.

Eğitim

Psikoz tedavisinin çok önemli bir parçası olan eğitim hasta ve aileleri içermelidir. Oldukça yararlı olan bu psikoz eğitiminde, psikozun ne olduğunu, tedavi seçeneklerini, başa çıkmayı, nüksetmeyi önlemeyi ve hizmetlere nasıl erişileceği anlatılır.

Stres Yönetimi

Stres semptomları kötüleştirebilir ve biten atakların yeniden ortaya çıkmasına neden olabilir, bu nedenle stresle başa çıkmanın pozitif yollarını öğrenmek önemlidir. Stres yönetiminde problem çözme becerilerini öğrenme, baş etme becerileri ve gevşeme becerilerini içerebilir.

Öz Bakım

Düzenli ve sağlıklı bir yeme alışkanlığı, yeterli uyku, aile ve arkadaşlarınızla irtibatta kalma gibi öz bakım stratejileri de yardımcı olabilir.

Psikoz Komplikasyonları

Psikozun genellikle herhangi bir komplikasyonu yoktur. Ancak tedavi edilmediği takdirde, psikozu yaşayan kişilerin kendilerine iyi bakmaları zor olabilir. Bu başka hastalıkların tedavi edilmemesine neden olabilir.

Psikoz yaşayan çoğu insan uygun tedavi ile iyileşir. Şiddetli vakalarda bile, ilaç ve tedavi yardımcı olabilir.

onay Bu yazı yalnızca "yüksek kaliteli kaynaklar" referans alınarak yazılmıştır.
YAZAR: Cüneyt Şakar
Genel sağlık, hastalıklar ve sağlıklı yaşam bilgisini erişilebilir ve anlaşılabilir hale getirmeye adamış sertifikalı bir sağlık yazarıdır.
Başa dön tuşu